27 Ocak 2017 Cuma

Doğru Bilinen Yanlış: Palm Yağı

Her şey Avrupa Gıda Güvenliği Kurumu’nun  (EFSA) palmiye yağının 200 dereceden yüksek ısılarda rafine edilmesi halinde, diğer bitkisel yağlardan daha çok kanserojen madde ortaya çıkarttığını açıklamasıyla başladı.
Bugüne kadar palm yağı ile ilgili herhangi bir açıklama yapmamış olan malum prof. doktorlardan arka arkaya açıklamalar geldi. Yağ prosesi çok karmaşık ve ciddi kimya bilgisi olmayan kişiler için yoruma kapalı bir konudur. Yıllardır yağ sanayisi hakkında çok fazla bilgi sahipleriymiş gibi çok net açıklamalardı bunlar.



Fotoğraftaki ürünlerin hepsi palm yağı içeriyor.

Açıklamaları bir kenara bırakalım ve şu soruyu soralım.


Palm yağı gerçekten 200 derecenin üzerinde rafine işlemi görüyor mu?
Palm yağı oda sıcaklığında yarı katıdır. Bu nedenle palm yağının hidrojenizasyona ihtiyacı yoktur ve uzun raf ömrüne sahiptir. Yüksek sıcaklıklarda arıtılabilir ve bileşenlerinin özel ürün uygulamalarında kullanılmak üzere izole edilebilir. Bu özelliği palm yağını margarin ve katı yağlar için uygun bir ana bileşen haline getirir. Bitkisel yağların hidrojenasyonu esnasında oluşan trans yağ asitlerinin, kalp sağlığı için, aynen doymuş yağ asitleri gibi etki yaptığı akademisyenler tarafından kanıtlanınca, margarin üretiminde hidrojenasyon kullanımından bu süreç içinde vazgeçildi ve yeni prosesler geliştirildi. Bu işlemlerde palm yağı ve palm çekirdeği (palm meyvesi çekirdeğinden elde edilen ve laurik esaslı yağ) yağı kullanılmaya başlandı.  Bu yeni teknoloji sayesinde margarinlerde trans yağ asitleri miktarı % 1.0'in altına düşürüldü. Tereyağında trans miktarının % 4-7 arasında olduğu dikkate alınırsa uygulanan teknolojinin ne kadar önemli olduğu ortaya çıkar. Geliştirilen bu yeni proses (interesterifikasyon) 1990'lı yılların ikinci yarısında Türkiye'de de kullanılmaya başlanmıştır.
Ayrıca palm yağı pişirme yağı olarak, margarinlerde ve çeşitli hazır gıdalarda kullanılmakta olup, FAO (BM Gıda ve Tarım Örgütü) ve WHO’nun (Dünya Sağlık Örgütü) ortak kuruluşu olan uluslararası CODEX Allimentarius Komisyonu tarafından, 17 yemeklik yağ çeşidinden biri olarak da kabul edilmektedir.
Bununla birlikte EFSA'nın yanında Dünya Sağlık Örgütü, BM Gıda ve Tarım Örgütü gibi kuruluşlar palmiye yağındaki GE olarak bilinen kanserojen maddenin arz ettiği tehlikeye dikkat çekmesine rağmen, palmiye yağının tüketilmemesi tavsiyesinde bulunmadı.

Peki, sizce bu tartışma neden bu kadar alevlendirildi?
Gelin olaya farklı bir açıdan bakalım.
Palm yağının diğer bitkisel yağlardan farkı verimliliğinin yüksek olmasıdır. Diğer bitkiler yılda 1 ton ve altında meyve verirken, bu bitki yılda 3 - 4 ton kadar meyve verir.

·       7 milyon hektarlık PALM üretim alanı Dünya’nın yağ ihtiyacının % 20’sini,

·      80 milyon hektarlık AYÇİÇEK üretim alanından dünya yağ ihtiyacının % 24’ü karşılamaktadır.

Yine çok ilginçtir, Malezya ve Endonezya %31 ve %54 oranları ile palm yağının ana üreticileridir.
İşte bu verileri iyi okuyup, buna göre eleştirimizi yapmamız lazım. Batı, tropikal iklimde yetişen ve Dünya’nın yağ ihtiyacının %20’si gibi ciddi bir miktarını üreten Malezya ve Endonezya gibi iki ülkenin Dünya’da söz sahibi olmasını önlemeye çalışıyor olabilir mi?
Ayrıca hayatımızda trans yağları istemiyorsak palm yağının da alternatifi yok bunu da unutmamak lazım.

 Eğer siz toplumun dikkatini suni risklere yönlendirirseniz, gerçek riskler gözden kaçar, ülkenize zarar verirsiniz.
Hiçbir şirket “İnsan sağlığına zarar verdiği halde hadi kimseye çaktırmadan, bunu satalım yeter ki endüstri kazansın.” diyemez. Böyle bir şey söz konusu olamaz çünkü her ülke, her kurum birbirini kontrol ediyor. Burada farklı bir hesap var gibi geliyor bana.. Yok canım olur mu demeyin, Türkiye’de yetişen fındıkların kanserojen olduğunu söyleyen habere bir göz atın
 ABD'de gibi bazı ülkelerin ve ileriki yıllarda Türkiye'de de palm yağını kullanmayı bırakmak şöyle dursun, margarin ve margarin içeren ürünlerin etiketinde trans yağ asit seviyelerini belirtme zorunluluğunun palm yağı talebini daha da artıracağını öngörülmektedir.

Palm yağının sağlık açısından riskleri var mıdır?

Aşırı tüketilen gıdaların çoğu tabi ki bünyeye zarar vermektedir.

Doğal beslenmeye karşı ilginin artmış olması ve tüketicilerin sağlıklı ürün tercihine verdikleri önemdir. Palm yağı ise yüksek doymuş yağ içeriği ve olası sağlık etkileri nedeniyle tüketicilerin aklına soru işaretleri getirmektedir. Palm yağı tokoferol ve karotenler vb. antioksidanları fazlaca içermesi nedeniyle kalp - damar hastalıkları, diyabet, kanser vb. hastalıklardan koruyucu özelliğe sahip olmakla birlikte, doymuş yağ içeriğinin yüksek olması nedeniyle hastalık gelişimi açısından risk faktörü olabileceği belirtilmektedir. Doymuş yağlar, kolesterol seviyelerinde artışa neden olarak kardiyovasküler hastalık gelişimini hızlandırmaktadır. Bu nedenle palm yağının sağlığa olan etkileri tartışmalıdır.

Instagram: burakisaerdem

Twitter: burakisaerdem

Kaynaklar: 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder